Merhabalar,
Bu yazı biraz kişisel olacak.Herhangi bir teorik içerik bulunmayacak. Uzun zamandır kafamdan geçen bir kaç düşünceyi şu anda sesli düşünerek yazıya dökeceğim. İş piyasasının içinde bulunduğu durum,sürekli üst üste gelen zamlar,alım gücünün düşmesi,sokaktaki herkesin asık suratlı,mutsuz bir şekilde gezinmesi gibi dış etkenler içimde yaşadığım bir takım sorunlarla birleşince “acaba yurtdışında yaşamak daha mı mantıklı olur ? ” şeklinde düşünmeden edemiyorum.
Bu olayın bir de diğer yüzü var. Türkiye’de yaşayan insanların kafasında yani gidip görmeyenlerin (bu gruba ben de dahilim :(( ) bir Avrupa ya da yurtdışı ütopyası var. İnsanlar sanki işsizlik sadece biz de var,vergiler sadece biz de var,mutsuz insanlar sadece biz de var gibi düşünüyor fakat araştırmalarıma göre çokta öyle değil. Tabii ki çoğu Avrupa ülkesi refah olarak,alım gücü ve imkanlar olarak bizden üstte. Bugün açlık sınırının 3-4 milyar olduğu ülkemizde asgari ücret 2020 tl. Ara sıra internette şakayla karışık ulan et yiyemiyoruz,doğru düzgün arabaya binemiyoruz isyanlarını görüyorum. Zannediyorum ki yeme içme konusunda Avrupa ülkelerinde vs. bu tarz sıkıntınız olmaz. Düzgün bir geliriniz olursa Türkiye standartlarına göre düzgün bir arabaya da binebilirsiniz ama bence atlanan bir nokta var.
Bir adam düşünün örneğin et yiyemekten müzdarip olsun. Sonrasında bu adam çok rahat bir şekilde et yeme imkanına kavuşsun.Aradan seneler geçtikten sonra onun için bu olay bir anlam ifade etmeyecektir. Çünkü beyin gereken tatmine ulaştıktan sonra önüne yeni bir hedef noktası koyacak ve onu cazip kılacaktır. Araba konusuna gelirsek Türkiye’de şahine binen birini düşünün.Atıyorum Almanya’da yeni kasa sıfır bir polo satın alsın. İlk başlarda kullanmaktan zevk alacaktır. Çünkü Türkiye’de sahip olamadığı bir imkana sahip oldu. Fakat zamanla Almanya koşullarına adapte olduğunda sürdüğü arabanın sıradan olduğunu,mevcut statüsüne bir katkısı olmadığını beyin fark edecek ve Türkiye’de olsa gayet mutlu olacağı bu olayı onun için anlamsız kılacaktır. Hatta çıtayı daha da yükseltip belki lüks bir bmw,audi’yi yeni çıta olarak belirleyecektir.
Yani burada anlatmak istediğim yurtdışındaki hayatı Türkiye ile kıyaslarken sanki oradaki yaşam koşulları ile Türkiye’de yaşayacakmış gibi düşünmeyin. Orada kolay erişebileceğiniz bir şey zamanla sizin için anlamsızlaşacaktır. Eğer ki kişisel gelişiminizi orada daha sürdürebileceğinize inanıyorsanız,zaman içerisinde oraya adapte olup Türkiye’de mevcut statünüzün üstüne çıkabileceğinizi düşünüyorsanız tabii ki yurtdışını tercih edebilirsiniz. Bunlara belki para biriktirip dönme fikri de eklenebilir. Ama bunun dışında basit ufak tefek şeylerle bir hevese kapılıp hayal kırıklığına uğramak çok mümkün diye düşünüyorum.
Aslında benim böyle düşünmemi sağlayan durum arkadaşlarımla görüşmelerim oldu. Londra’da,Norveç’te,Polonya’da,Finlandiya’da,Yunanistan’da,Bulgaristan’da,Romanya’da,Arnavutluk’ta ve daha hatırlayamadığım bir çok ülkedeki arkadaşlarımla konuştuğumda bana hayat şartlarının zannedildiği kadar kolay olmadığını anlattılar.
Liseden bu yana sevdiğim bir arkadaşım olan Tayfun ‘da şu an Norveç’in başkenti Oslo’da yaşıyor.Kendisi internet sayfasında bolca bu konular hakkında bilgi paylaşımı yapıyor. Oslo bildiğiniz üzere Avrupa’nın en pahalı şehirleri arasında. Tayfun’un blogundan gezip gördüğü ,yaşadığı ülke ve şehirler ile alakalı verdikleri bilgileri takip edebilir , oralar hakkında fikir edinebilirsiniz. Aşağıya linklerini paylaşacağım. Umarım faydalı olmuştur , herkese iyi günler.
Blog sayfası : www.tayfunmutlu.com.tr
Norveç / Oslo ‘da ekonomik durum ile alakalı makale : https://www.tayfunmutlu.com.tr/oslo-norvecte-ortalama-ve-asgari-ucret/
İspanya / Madrid’de ekonomik durum ile alakalı yazısı : https://www.tayfunmutlu.com.tr/madrid-ispanyada-ortalama-ve-asgari-ucret/
Brüksel / Belçika ‘daki ekonomik durum ile alakalı yazısı : https://www.tayfunmutlu.com.tr/bruksel-belcikada-ortalama-ve-asgari-ucret/